Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Titreşimini Yükselt Hayatın Değişsin

“Eğer evrenin sırlarını bulmak istiyorsan, enerji, frekans ve titreşimi düşün.” demiş Nikola Tesla 2020’yi geride bırakırken anladık ki hayatımızdaki herşeyle yüzleşmemiz, kendi içimize dönmemiz ve kendimize aynadan bakarak içimizdeki gücü farketmemiz gerekiyor. Egodan kurtularak, içimizde sevgi, şefkat ve iyiliğe yer açmalıyız, enerjimizi yüksek tutmalıyız. Ayşe Tolga’da bu kitabında Bize herşeyin enerjiden ibaret olduğunu ve enerjimizi nasıl yükselteceğimizi çok güzel anlatıyor. Gelelim şu enerji meselesine… Evrende herşey canlıdır, bilinçtir. Yapı taşı atomdur. Herşeyin ve herkesin bir enerjisi vardır. Herşey titreşimi aracılığıyla birbirleriyle etkileşim halindedir. Çünkü yaydığımız enerjiler, etrafımızda varolan tüm canlılar tarafından hissedilir. Bu enerji yaşam enerjisidir. Eğer enerjimiz düşükse işlerimiz ters gider, negatif insanlar Bize çekilir, sağlığımız bozulur. Oysaki enerjimiz yüksekse akışta oluruz, iyimser oluruz, işlerimiz yolunda gider, Bize destek olacak insan

Yaşam Sevinci

Yaşam sevinci, sağlıklı yaşamla mümkün… Corona günlerinde sanırım bize en çok fayda sağlayacak olan kitaplardan biri “Yaşam Sevinci”. Çünkü pandemi dönemi Bize sağlığımızın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Bu dönemde bağışıklığımızı nasıl güçlendirebiliriz, beslenmemizde nelere dikkat etmeliyiz?, sağlıklı bir şekilde nasıl mutlu ve uzun bir yaşam sürebiliriz konuları çok daha önem kazandı. İleride hastalanmamak, daha iyi ve uzun yaşam sürebilmek; Bizim nasıl beslendiğimize, kendimize nasıl dikkat ettiğimize bağlı. Bu noktada da doğru gıdalarla beslenmek, hayatımızı bu anlamda disipline etmek önemli. Bunu nasıl gerçekleştireceğimizi de Ümit Aktaş’ın mart ayında Alfa Basım Yayım’dan çıkan “Yaşam Sevinci” kitabında bulabiliriz. Bu kitapta neler var? Genel anlamda sağlığımız için neler önemli, doğru bildiğimiz yanlışlar neler? Hangi ürünleri hangi mevsimde yersek hem tadı daha iyi olur hem de faydası bize daha fazla olur? Mutfağımızda olması gereken d

Shinrin-Yoku

“Doğanın İyileştirici Gücünü Farket!” Hector Garcia ve Francesc Miralles’in kaleme aldığı bu kitap yaşamımızda doğaya yeşile yer açmamız gerektiğini söylüyor. Kitabı elinize aldığınızda kitabın kapağındaki yeşil yapraklar Sizi biranda sanki yeşilliklerin içerisine alıyor ve sarmalıyor. Kapaktaki yazıların yazı stiliyle birlikte sakin ve durgun bir ruh hali kaplıyor içinizi. Biranda yeşil bir dünyada buluyorsunuz kendinizi. Yazarların daha öncesinde yazdıkları “İkigai” ve “İkigai Uygulama Rehberi” kitaplarını da okumuştum. Yazarlar Japon kültürünün içerisine yerleşmiş olan faydalı kavramları, uygulamaları detaylandırarak örnekleriyle aktarıyorlar ve yaşamlarımızda bu uygulamalara yer vermemiz gerektiğini faydalarını gözler önüne seriyorlar. Shinrin-Yoku zihni rahatlatan ve stresi azaltan güçlü bir terapi olarak tanımlanmış kitapta. Shinrin-Yoku’nun sağlığa faydaları bilimsel olarak da kanıtlanmış. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği, stres seviyesini azalttığı, dinginliği sağladı

Basit Yaşam Sanatı

“Hayatın karmaşasından ne kadar yakınsak da, dünyayı değiştirmek kolay değil. Dünya istediğimiz yönde gitmiyorsa, belki de yapmamız gereken kendimizi değiştirmek, basit bir yaşam sürdürmeyi öğrenmektir.” cümlesiyle karşılaşıyoruz kitabın arka kapağında. Hayatımız o kadar çok hızlı akıyor, yaşam o kadar çok hızla değişiyor ve gelişiyor ki buna ayak uydurmak bir o kadar zor ve yorucu oluyor. Tüm bunlar stres, kaygı ve endişeyi de beraberinde getiriyor. Acaba endişeye kapılmadan, koşmadan, yorulmadan, tadını çıkararak ve hayattan zevk alarak yaşamak mümkün mü? Mümkün tabiki de ama nasıl yapacağız? soruları hepimizin de aklında var olan sorulardan bir tanesi eminim ki. Tam da bu noktada Doğan Yayıncılık’tan çıkan bir Zen Budist Rahibinin kitabı yardımımıza koşuyor diyebilirim. Shunmyo Masuno kitabında gerçek mutluluğu bulmak, gereksiz endişelerden kurtulmak için basit yaşamaktan yani zen stili yaşamaktan bahsediyor. Yakındığımız şikayet halinde olduğumuz dünyanın değişmesinin çok k

Yeni Akdeniz Diyeti

Unesco’nun tarihi miras kabul ettiği Yeni Akdeniz Diyeti Türk halkına uygun bu diyetle zayıflamak şimdi çok kolay! Günümüzde bu kadar çok konuşulan, herkesin farklı görüşler belirttiği, tartıştığı, herkese göre değişen bir konu yok sanırım. Beslenme hakikaten de bizi çok meşgul eden, fikir ayrılıkları yaşadığımız, yaşamımızın çok içinde ve parçası olan bir konu. Tabiki de böyle olunca her çıkan yayını okumak, her söylemi dinlemek, kendimize göre yorumlamak uygulamak istiyoruz. Bu açıdan bakıldığında “Yeni Akdeniz Diyeti” çok faydalı olacağına inandığım, kapağında yer alan söylemiyle de çok dikkat çeken bir kitap olmuş diyebilirim. Kitap içindekiler kısmı sonrasında önsöz ile başlıyor. Önsöz kısmında yazarlarımız beslenmenin neden bu kadar önemli olduğunu vurguluyorlar. Yediğimiz gıdaların vücut ve zihin sağlığımızı doğrudan etkilediğini, hastalıkların sebebinin genetik mirastan çok beslenme şeklimize, uykumuza, hareketliliğimize bağlı olduğunu ve kişinin kilo kaybetmesinde sü

Şifacı

Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir… Bir şeyleri değiştirmek istiyorsan önce kendinden başlamalısın… Değişimle ilgili bildiğimiz hepimizin de dilinde dolanan ve de tüm yalınlığıyla nokta atışı yapan cümleler bunlar.. Pozitif dergisinin sayfalarını karıştırırken, “Şifacı” nın tanıtımını görmüştüm. Ön kapak resminde ki Fatıma’nın eline benzeyen, çok renkli ve içerisinde çarpıcı bir gözü barındıran desenli yeşil tonu ağırlıklı el resmi beni etkiledi diyebilirim. O dönem D&R’a gidip kitabın arka kapağını incelediğimde kendi iç dünyamızı fark edip özümüze dönersek ve kendimizi sevgiyle iyileştirirsek etrafımızdaki konuların, olayların, kişilerinde bu doğrultuda Bizim tarafımıza yönelecek şekilde değişeceğini anlatıyordu. Kitabın sayfalarını çevirdiğim de ilk girişte sayfanın tam ortasında yazan, “Niyet sevgiyle giderse, destek AŞK ile gelir…” cümlesi içimi ısıttı diyebilirim. Kitapta bir fihrist kısmı oluşturulmuş. Fihrist sonrasında önsöz yazılarak yazar burada kitab

Simyacı

“Simyacı’yı okumak, herkes daha uykudayken şafak vakti uyanıp güneşin doğuşunu izlemeye benziyor” diyor Paulo Coelho, kitabının arka kapağında. Can Sanat Yayınları tarafından 146. baskısı yapılan Paulo Coelho’nun ünlü “Simyacı” romanı tekrardan raflarda yerini almış. Yıllar önce okuyup etkilendiğim hatta herkesin etkilendiği bir roman olan Simyacı, yıllar sonra tekrardan okunması gerektiğini bir kez daha anımsatıyor arka kapak yazısıyla okuyucuya ve hemen içine alıp kucaklıyor. Gördüğü rüyayı gerçekleştirmek, kitaptaki kral karakterinin deyimiyle kişisel menkıbesini sağlamak için İspanya’dan Mısır Piramitleri ’ne giden Endülüslü çoban Santiago’nun hikayesine şahit oluyoruz kitapta. Kitabın ön kapağında yer alan mısır piramidi, piramidin ilerisinde bir kayanın üzerinde oturmuş, dizlerinin üzerine elleriyle kapaklanmış hüzünlü, beyazlar içerisinde bir genç, çölün sarımsı rengi arka kapaktaki yazıyla örtüşüyor. Ayrıca ön kapaktaki simyacı yazısının altın rengini vurgulayan sarı to